OOO KİMLER GELMİŞ
''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler'' Image-10
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


OOO KİMLER GELMİŞ
''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler'' Image-10
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Giriş yap
Gerçek Bir Kore Sarayında Görev Almak ve Kendinizi Bir Krallıkta Bakan, Hwarang,Lady... Olarak Bulmak İster misiniz? O Halde BURAYA TIKLAYINIZ!!!

description''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler'' EmptyInto the Sunlight

more_horiz
Yönetmen:Park Seong-soo (박성수)
Senaryo:Kim Gi-ho (김기호), Lee Seon-mi (이선미)
Tür:Duygusal,Dram,Melodram
Bölüm:16
Kanal:MBC
Yayın Tarihi: 1999/10/27~1999/12/23

Konu:
Kendi içine çekik ve isyankar In Ha (Cha Tae Hyun) Başına sürekli vuran
ve onu uygunsuz gören babası ve erkek kardeşi Myung Ha (Jang Hyuk),
hiçbir şeye sahip olmayan kızgın bir Gangster. Hiç bir şey bilmediği ve
nefret ettiği ailesi.Olay erkek kardeşlerin ilişkileri ile In Ha’nın
terk ettiğin nişanlısı (Kim Ha Neul),Mayung Ha’nın yakın arkadaşı (Kim
Hyun Ju) üzerinde geçmeye başlar. Onlar, birbirleriyle bazı koşullara
gelirler.Hem kendi ailelerini hem de gerçek sevgilisini tehlikeye
atmalılardır.

İngilizcesi:
Self-absorbed and rebellious, In Ha (Cha Tae Hyun) constantly knocking
heads with his disapproving father and estranged brother Myung Ha (Jang
Hyuk), an angry gangster that has nothing but hate for the family he
never knew. When the brothers' relationships with In Ha's troubled
fiancee (Kim Ha Neul) and Myung Ha's close friend (Kim Hyun Ju) begin
to cross over, they must come to terms with each other, or risk losing
both their family and true love.



Oyuncular:
Cha Tae-hyeon
차태현
As
Kang In-ha
(강인하)

Kim Hyeon-joo
김현주
As
Lee Yeon-hee
(이연희)

Kim Ha-neul
김하늘
As
Kang Soo-bin
(강수빈)

Jang Hyeok
장혁
As
Han Myeong-ha
(한명하)

Park Geun-hyeong
박근형
As
Kang Kyeong-hwan, In-ha's father
(강경환/인하 부)

Seon-woo Yong-nyeo
선우용녀
As
Wang Joo-yeon, Kyeong-hwan's wife
(왕주연/경환의 처)

Seo Yoo-jeong (서유정)
As Kang Jae-sook (강재숙)

Kim Yong-geon (김용건)
As Jeong Yeong-geon, Soo-bin's father (정영건/수빈 부)

Seon-woo Eun-sook (선우은숙)
As Song Soon-ja, Soo-bin's mother (송순자/수빈 모)


Song Il-gook (송일국)

Kim Ha-gyoon (김하균)

Seo Beom-sik (서범식)

description''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler'' EmptyGeri: ''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler''

more_horiz
''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler'' 61187778

description''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler'' Empty''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler''

more_horiz
Han-Woo Choi∗
Korecede pek çok Altayca ödünç kelime bulunmaktadır. Bunların esas olarak iki
ayrı dönemde Koreceye girdikleri kabul e-dilmektedir. Korecedeki Altayca
kelimelerin çoğu 13. yüzyılın orta-larında, Koredeki Moğol egemenliği döneminde
ödünçlenmiştir. Ay-rıca Kore tarihinin daha erken dönemlerinde, ilk veya eski
Korece döneminde de ödünçlenmiş çok sayıda Altayca kelime bulabiliriz. Bu
Altayca ödünç kelimelerin çoğunun Türkçe kökenli olması il-ginçtir. Bu yazı eski
Korecedeki Türkçe ödünç kelimelerle ilgilidir.

Korece ile Türkçe arasında
köklü bir genetik münasebetin söz konusu oldu-ğu hakkında bir çok görüş ileri
sürülmüştür. Bu görüşler şöyle özetlenebilir: Moğolca, Türkçe ve Mançu-Tunguzca
birbirine en yakın diller olarak bir Altay dil ailesini oluşturmaktadır ve
Korecenin de bu birliğe dahil edilebilme ihtimali çok büyüktür. Korece konusuyla
en çok ilgilenen Batılı bilim adamları Ramstedt ve Poppe olmuştur. Bu iki
bilginin konuyla ilgili görüşleri arasında bazı farklılıklar var-dır. Ramstedt
Korece ile diğer Altay dilleri arasındaki genetik ilişkiden söz ederken Koreceyi
diğer Altay dilleri ile aynı ölçüde yakın bir dil saymıştır. Fakat onun
öğrencisi Poppe, Korecenin Altay dil birliği içindeki yeri konusun-da bazı
şüpheler taşır. Ona göre Korecenin bir Altay dili olma ihtimali yüksek-tir;
ancak Korece bir Altay dili ise Altay dil ailesinden, yani Proto-Altay dilin-den
en erken ayrılan dil olmalıdır. Bundan dolayı Korece diğer Altay dillerin-den
biraz uzak kalmıştır. Bu konu hakkındaki benim görüşüm ise şudur: Korece kesin
bir şekilde Altay dil ailesine mensuptur ve Altay dilleri içinde en çok Türk
diline yakındır.
Şimdiye kadar yapılmış araştırmalar dışında, kendi
araştırmalarımın sonucu olarak Korece ile Türkçe arasında 180’e yakın yeni ortak
kelime ve 90’a yakın ortak ek bulunmuştur. Üstelik bu ortak unsurların çoğu
yalnız Türkçe ile Korece arasında değil, Moğolca ve Mançu-Tunguzca gibi diğer
Altay dillerinde de mevcuttur. Ortak kelimeler bir yana bırakılırsa,
çalışmalarımdan elde ettiğim ortak unsurlar şunlardır: İsim yapma ekleri 37,
fiil yapma ekleri 14, hal ekleri 9, zamirler 8, sıfat fiiller 5, zarf fiiller
12, çoğul ekleri 2. (Choi 1989). Öte yandan, Türkçe ile Korece arasında bir çok
ödünç kelime de bulunmak-tadır. Türkçeden Koreceye yapılmış ödünçlemeler iki
ayrı tarihi dönemde meydana gelmiştir; Birincisi ilk Kore devletlerinin teşkil
edilmesi ve geliş-mesi sıralarında, yani aşağı yukarı MÖ 2. yüzyıldan önceki
asırlarda, ikincisi ise MS 13. yüzyılda Moğol İmparatorluğu’nun Kore’yi idare
ettiği yıllarda Moğolca vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Bu makalede ilk Kore
devletleri devrinde Türkçeden Koreceye geçmişödünç kelimeler üzerinde duracağım.
Bilindiği gibi milâttan önceki asır-larda Kore’nin ilk devleti olan Kocoson ile
Proto-Türkler olarak bilinen Hunlar arasında coğrafî ve kültürel açıdan oldukça
sık münasebetler ol-muştur. Bu iki devlet ve bunlardan sonra kurulan devletler
de bir Altaykavimler birliği halinde Çin’e karşı savaşmışlardır. Bu sıralarda ve
ondan önceki dönemlerde Korece ve Türkçe arasında hem kültürel hem de söz
varlığı anlamında ödünçlemeler olmuştur.

description''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler'' EmptyGeri: ''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler''

more_horiz
1) Ko.ori
“ördek”:
Orta Korecede orh ve orhi olarak iki şekli vardır. Bu
kelimedeki /h/, epithesis ses olayı sonucu ilave edilmiş bir ünsüzdür. Ayrıca
orhi şeklinin sonunda bulunan /i/ ünlüsü Korecede sık görülen isimden isimyapma
ekidir. Modern Korecesi ise ori şeklindedir. Öte yandan, bu kelime Yakutçada
uzun ünlülü olarak o:r şeklinde bulunmaktadır. Eski Uygurcada ördek “ördek”
kelimesi vardır (Ligeti 1966: 190). Clauson (1977: 205), bu kelimenin or-
“yüksek yere çıkmak” fiili ile isim yapma eki –dek gibi iki ayrımorfemden
meydana gelmiş olduğunu iddia etmiştir. Fakat, bildiğimiz gibi Türkçede –dek
şeklinde bir isimden isim yapma eki bulunmamaktadır. Bana göre bu, Türkçe ör ile
bilinmeyen bir dilden geçmiş -dek kelimesinden oluş-muş ve hendiadion olarak
kullanılmıştır.

(2) Ko. turumi “turna”: Bu kelime Eski
Türkçeden Koreceye geçmiştir. Eski Türkçede turunya, Orta Türkçede turna
şeklindedir. Kıpçakça, Kumanca, Osmanlıca gibi tarihi Türk dillerinde de aynı
şekilde geçmektedir. Azerice ve Türkmencede ise durna şeklindedir. Öte yandan,
Yakutçada bu kelimeturuya şeklindedir ve bu Tunguzcaya da geçmiştir: Evk.
turuya. Bu kelime Japonca tarafından da turu şeklinde ödünçlenmiştir.


(3) Ko. bora “kar fırtınası”: Korecede bu kelime yalnız
nunbora “kar fırtına” (nun“kar”) kelimesinde bulunmaktadır. Bu kelime ilk defa
Orhon Türkçesinde bor “karfırtınası, şiddetli yağmur” şeklinde bulunmaktadır.
Çağataycada borağan şeklindedir ve bu Moğolcadan geçmiştir. Bugünkü Türk
lehçelerinde de bu kelime bulunmakta-dır; Trkm. bo:ran “id”leri., Kzk. boran
“id”leri., Tuv. bora:n “id”leri., Tat. buran“id”leri. Fakat bunların hepsi
Moğolcadan geçmiştir. Çok ilginçtir ki Anadolu Türkçesinde bora şekli
kullanılmaktadır ve bu şekil Eski Türkçe bor şekline paragoge ses olayıyla
sonuna ünlü ilave edilerek meydana gelmiştir. Öte yandan, Anadolu Türkçesinde
Moğolcadan geçmiş boran şekli de bulunmaktadır. Bu kelime Moğolca ve Tunguzcada
da bulunmaktadır; Mo. boroğan “yağmur”, Lam. burkun“kar fırtınası”, Evk. burkan
“id”leri. Bu kelime Yakutçadan Evenkiceye geçmiştir; Yak. burxa:n “kar
fırtınası”. Poppe’ye (1960: 21) göre Moğolca boroğan,buruğan’dan gelişmiştir.
Poppe bu kelimeyi Türkçe bur- fiili ile karşılaştırmış-tır. Fakat Poppe’nin bu
görüşü yanlıştır, çünkü Kazakça ve Kırgızcada Moğolcadan geçmiş boran
kelimesinin yanında bora- fiili bulunmaktadır. Bu fiil, isim isim bor ile
isimden fiil yapma eki –a-’dan meydana gelmiştir.

(4) Ko. cokha
“yeğen”:
Bildiğim kadarıyla bu kelime Moğolca ve Mançu-Tunguz
dillerinde görünmemekte ve yalnız Orhon Türkçesinde çıqanşeklinde
bulunmaktadır.

(5) Ko. tonga “kuvvetli, kalın ve güçlü
halat”:
Bu yalnız tongacur “kuvvetli halat” kelimesinde görünmektedir.
Eski ve Orta Türkçede tonga oldukça sık görünmektedir. Bu kelime Kaşgarlı
Mahmud’un lugatında “kaplan”, Clauson’a (1972: 515) göre “kahraman”, İbnü
Mühenna’ya göre ise “kuvvet-li” anlamındadır. Öte yandan bu kelime Çince
kaynaklarda da d’ung-ngaolarak geçmektedir. Bu kelime büyük ihtimalle
Mançu-Tunguzca yoluyla Koreceye geçmiştir.

(6) Ko. w∋ri “iri
köpek”:
Bu kelime Kore’nin güney eyaletinde kullanılmak-tadır. Bu Eski
Türkçe böri “kurt” ile aynıdır ve Türkçeden Koreceye geçmiş-tir. Yenisey Ostyak
ve Rus dillerine de geçmiştir.

(7) Ko. toksuri “doğan”:
Bu kelime dışında Korecede “doğanın bir çeşidi”ni ifade eden ve suri ile
yapılmış iki kelime daha vardır: surimae (<*suri + mae“doğan”) ve surisae
(< suri + sae “kuş”). Öte yandan, anlamı belli olmayan suri tek başına hiç
kullanılmamaktadır. Fakat bu örneklerden toksuri kelime-sinin tok ve suri
şeklinde iki kelimeden meydana gelmiş olduğu anlaşılmak-tadır. Korece tok
kelimesi Türkçe “doğan” anlamındaki toğan (<*tok+kan) kelimesinde
yaşamaktadır. Türkçe toğan kelimesi *tok ve kökeni belli olma-yan *kan şeklinde
iki kelimeden meydana gelmiş ve hendiadion olarak kul-lanılmıştır. Türkçe *tok
ise büyük ihtimalle proto veya eski Türkçeden Koreceye
geçmiştir.


8 ) Ko. kåo “uyuyan kişiyi bastıran kötü
ruh”:
Bugünkü Korecede bu kelime kawi şeklindedir. Orta Türkçe Oğuz
diyalektinde “kötü ruha tutulmuş hal” anlamında kowu ve kowuz şekli vardır.
Kaşgarlı Mahmud’un lugatinde bu kelime hakkında ilginç bir izah vardır; Kötü
ruha tutulmuş adamdan kötü ruhu kovarken soğuk suyu adamın yüzüne döküp “kowu!
kowu!” diye bağı-rırlarmış. Clauson (1972: 581) ve Dankoff’a (1985: 144) göre bu
kelime “kovmak” anlamındaki Türkçe fiil kow-’dan gelişmiştir. Fakat bu görüş pek
inandırıcı değildir. Çünkü Türkçede fiilden isim yapma eki –u veya –uz nadir
görünmektedir ve istisnasız olarak geçişli fiillerle kullanılmıştır. Bunun
dı-şında semantik bakımdan da pek ilgili görünmemektedir. Bence iki ihtimal
vardır: birincisi, isim olan kowu’ya küçültme eki –ç gelmiş olması; ikincisi,
isim olan kow ile “uçmak, yok olmak” anlamındaki uç- fiilinin beraber
kul-lanılmış olması. İkincisi kow uç! “kötü ruh! yok ol!” anlamındadır. Öte
yandan, Korece şekil kawi, arkaik şekil kåw’e isimden isim yapma eki –i’nin
eklenmesi ile sonradan gelişmiştir.

(9) Ko. tark
“tavuk”:
Bu Eski Uygurca ve Orta Türkçe takığu “evcil kuş” ile aynıdır.
Bu kelime tak ve –ğu şeklinde iki morfemden meydana gelmiştir. Clauson (1972:
587), –ğu’nun Eski Türkçe hayvan isimlerinde sık sık rastla-nan –ğa ile aynı
isim yapma eki olduğunu söylemiştir: Trk. kaburğa “bay-kuş”, torğa “tarla kuşu”.
Fakat, bence –ğu’nun Çince bir ödünç kelime olma-sı ihtimali büyüktür (Karl.
126). Türkçe takığu, takı ve ğu şeklindeki iki kelimenin ikileme olarak yanyana
kullanılmış şeklidir. Eski Türkçe takı bi-çimi, /r/ ünsüzünün düşmesi ve sonda
/ı/ sesi türemesiyle ortaya çıkmıştır.. Korecenin şivelerinde /r/ düşmesiyle
/tak/ şeklinde kullanılış yaygındır. Bu kelime Moğolcada da görünmektedir: Mo.
takijan “piliç”. Bu kelime, tak“tavuk” ile dönüşümlü-aitlik eki –ijan’dan
oluşmuştur. Korece tark kelimesinin Türkçeden Koreceye mi yoksa Koreceden
Türkçeye mi geçmiş olduğu belli değildir.

(10) Ko. satari
“portatif merdiven”:
Bu kelime “merdiven” anlamındaki Türkçe satu ile
bağlantılıdır. Clauson (1972: 867) bu Türkçe kelimenin bi-linmeyen başka bir
dilden ödünçleme olduğu ihtimalini ileri sürmüştür. Korecede satari kelimesinin
yanında aynı anlamda sataktari kelimesi vardır. Korece satari ve sataktari aynı
köktendir. Bu iki kelime mukayese edilirse, satari’nin birden fazla morfemden
oluştuğu belli olmaktadır. Bence satarikelimesi sata ve –ari olmak üzere iki
morfemden meydana gelmiştir. Burada –ari bir küçültme eki olup Korecede çok
yaygın olarak kullanılmaktadır. satak kelimesi ise sata ile isimden isim yapma
eki –ak’tan oluşmuştur. İsimyapma eki –ak Korecede çok yaygın bir ektir.


(11) Ko. kut “(şamanizmde) kutluluk dilemek için yapılan dini
merasim”:
Bu ke-lime şamanizm ile ilgili bir kelimedir ve Altay
dillerinde yaygın bir şekilde kulla-nılmaktadır. Eski Türkçede “devlet, saadet,
kutlama” anlamında kut vardır.
eski Uygurcada, fiil yapma eki ile yapılan
qutğur- “kut vermek, saadet vermek” ve kutad- “kutlu olmak” da vardır. Orta
Türkçede “saadet, kutlama” anlamında yay-gın olarak kullanılmıştır. Moğolcada
ise bu kelime iki heceli kutu şeklinde olup “saadet; kutsal” anlamındadır.
Mançucada aynı anlamda xuturi şekli vardır ve ayrıca “kötü ruh” anlamında xutu
da kullanılmaktadır. Bu kelimenin nasıl ödünçlenmiş olduğunu belirlemek kolay
değildir. Fakat, şekillere ve anlamlara bakılırsa, Türkçeden Koreceye ve diğer
dillere geçmişolması ihtimali büyüktür. Korecedeki anlamı kutluluğu dilemek için
şaman merasimi düzenlemek olup bu, Türkçedeki anlamına göre ikincildir.


(12) Ko. tul “dişi hayvan; yavru veya yumurta veremeyen
dişi”: Bu kelime yal-nız önek olarak kullanılmakta ve tek başına
kullanılmamaktadır. Bu kelime Türkçe “dul kadın” anlamındaki tul kelimesinden
ödünçlemedir: Uyg., MK, Çağ. tul “dul”. Ramstedt (1935) bu Türkçe kelimeyi
Moğolcanın Kalmuk lehçe-sine ait tulğu “yalnız, yetim” ile ilişkilendirmiştir.


(13) Ko. kor “maya, mayalı yemeklerde görünen ve sertleşmiş
kalıntı”:
Korecede bu kelime tek başına kullanılmamakta, kormaçi (<
*kor-maçi), korkaci (< *kor-kaci), kormaci (<*kor-maci) gibi kelimelerde
görünmektedir. Bu kelimeye Orta Türkçede rastlanmaktadır: MK kor. Bugünkü Türk
lehçelerinden Türkmence ve Kırgızcada kullanılmaktadır: Trkm. gor, Krg. kur.


(14) Ko. tuk “set, bent”: Bu kelime Eski ve Orta
Türkçede tuğ “dam, cover, stopper” (Dankoff 1985:198) şeklinde kullanılmıştır.
Bunun dışında tuğla-(<*tuğ-la-), tuğaq (<*tuğ-aq) gibi kelimeler de
vardır. Türkçe tuğ kelimesi tu-fiiline isimden fiil yapma eki –ğ’nin
eklenmesiyle yapılmış bir isimdir.

(15) Ko. tam “toprak ve
taşlarla yapılmış duvar”:
Bu kelime Eski ve Orta Türkçede çok yaygın
kullanılmıştır: Orh., Uyg. tam id., MK tam id. Orta Türkçe Çağatayca ve
Kumancada “çatı” anlamında, Osmanlıcada ise “çatı, bina, hapisha-ne”
anlamındadır. Orta Türkçede bundan türemiş fiil de vardır: MK tamula- “setve
bent inşa ederek suyu korumak”. Türkçe tam kelimesi, tuk ile beraber çok erken
dönemde Türkçeden Koreceye
geçmiştir

description''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler'' EmptyGeri: ''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler''

more_horiz
16) tori “kahraman”:Bu kelime ilk defa eski Korece
kaynaklardan Samgukyusa’da, ilk Kore devletlerinden biri olan Silla devletinin
kurucula-rından söz edilirken sobєltori şeklinde geçmektedir. Sobєltori, sobєr
ve toriolmak üzere iki kelimeden oluşmuştur. Sobєl “başkent” anlamındadır; sonra
seul’e gelişmiştir. tori kelimesinin anlamına gelince, bu Moğolistan’ın
baş-kenti Ulan Bator’un adında geçmektedir. Burada ulan bir sıfat olup “kırmızı”
anlamına gelir; bator ise Türkçe bagator ile aynıdır. bagator asli olarak
“kahraman” anlamına gelir ve Doğu Türkistan’da, Miran ve Tunhuang’da keşfedilen
ve Runik yazıyla yazılmış Eski Uygurca bir metinde görülmekte-dir.Bu kelime baga
ve tor şeklinde iki kelimeden oluşmuştur. bağa Türkçe baqa ile aynıdır. Çünkü
/q/ > /ğ/ ses olayı Türkçede nadir olsa da görülmektedir: Uyg., MK buqa, Çağ.
buğa, Kum. boğa. Eski Uygurca baqa “kara kurbağa”, Kıpçakça ve Osmanlıcada bağa
şeklinde gelişmiştir. Bağator ünvanı için kullanılan bağa kelimesinin hayvan
isminden olmasıpek şaşırtıcı değildir. Çünkü, Eski Türkçede hayvan isminden
gelme ünvanlar çoktur: Baqa Tarqan, Boqa Kağan, Böri Kağan, Sonkor Kağan, vb. Bu
gibi geleneklerin eski totemizm ile ilgili olması gerekir. Bağator’daki tor
“general, kahraman” anlamındadır ve bağator “kara kurbağa general” anlamı
taşımaktadır. İlginçtir ki bu isim Kore halkbiliminde çok güçlü bir hayvan
olarak tanınmıştır. Eskiden Koreliler güçlü erkek çocuklara “kara kurbağa
general gibi çocuk” diye hitap ederlerdi. Çocuk oyunlarında da çocuk-lar
oynarken “kara kurbağa bana yardım et!” diye bağırmaktadırlar. Gelenek olarak
Kore’de tori “cesur erkek” anlamında kullanılmıştır. Öte yandan, tori
kelimesinin son ünlüsü olan /i/ Korecede çok yaygın olan bir isimden isim yapma
ekidir

(17) kakkan “Silla devletinin bir ünvanı”: Eski Kore
devletlerinden Kogurye’de “ulu hükümdar” anlamında kaxan ünvanı kullanılmıştır
(Lee B.D. 1985: 12). Bu, Silla ünvanı kakkan ile aynıdır. Bu Eski Türkçe ünvan
qaqan ile de aynıdır. Öte yandan Eski Korecede qan bir “hükümdar” ünvanının
yanında bir de qa“yerel hükümdar” ünvanı kullanılmıştır. Bu, Türkçe qağan’ın qa
ve qan şeklin-de iki ünvandan oluştuğunu göstermektedir. Moğolcada bu kelime qan
(<*qan <*qān <*qa’an <*qağan <*qaqan) ol-muştur. Öte yandan,
Ön-Türkçe Tabgaç (Topa) dili ve Eski Türkçede kulla-nılan qağan Altay dilleri
dışında Farsça, Tibetçe, Ural dilleri ve Hint-Avrupa dillerine de geçmiştir
(Doerfer IV, 1161).

(18 ) Ko. kam “Silla devletinin bir ünvanı”: Silla
ünvanlarında büyük kam, küçük kam, küçük kardeş kam gibi ünvanlar
kullanılmıştır. Bu kelime şamananlamındaki Türkçe kam kelimesiyle aynıdır.
(Ramstedt 1949: 90, Lee B.D. 1985: 610): Uyg. qam “sorcer”, MK qam id., Çağ. qam
“physician, healer, wise man” (Clauson 1972: 625).

Orta Türkçede kam
kelimesi fiil yapma eki ile de kullanılmıştır: kamla- “şifacı olarak çalışmak”.
Eski devirde şamanların yalnız dini işlerde bulunmayıp politik işlerde de
faaliyet gösterdiğini iyi biliyoruz. Kumancada kam “kadın şaman” için
kullanılmıştır. Ramstedt’in (1951:51) bu Korece kelimeyi Çinceden ödünçleme
olarak görmesi yanlıştır. Yukarıda erken dönemde Türkçeden Koreceye geçmiş ödünç
kelimelerden bazıları gösterilmiştir. Bunun dışında Türkçeden gelmiş daha pek
çok ödünç-leme mevcuttur. Tabii ki bazı kelimeler ne Türkçe, ne de Korecedir;
kökü belli olmayanlar da bulunmaktadır.

Bunların ne zaman Koreceye
geçtiği hakkında kesin bir şey söylemek müm-kün değildir, fakat bunların büyük
kısmının tahminen Proto- veya Ön-Türkçe döneminde, diğerlerinin ise Eski Türkçe
döneminde olması ihtimali büyük-tür. Bilindiği gibi ilk Kore devleti olan
Kocoson ile Proto-Türkler olarak tahmin edilen Hyung-nu’lar arasında oldukça
sıkı münasebetler olduğu hakkında kanıtlar çoktur. Bunun yanında Kocoson’dan
sonraki Kore devletlerinden Puye ve Kogurye de Mançu bögesinde olup kuzey ve
kuzey batısında bulunan Ön veyaEski Türkler ile sürekli münasebetleri olmuştur.
Japon Türkoloğu Mori’nin Orhon abidelerinde sözü edilen “bökli” ile, bu Kore
kavimlerinden bahsedilmekte olduğu şeklindeki görüşü doğrudur. Gerçekten de
Hyung-nu’lar ve Göktürkler, sırasıyla önce Kocoson ile, sonra ise Kogurye ile
askeri müttefik halinde Çin’e karşı direnmiş ve savaşmışlardır. MS 9. yüzyıldan
sonra Asya kıtasının kuzey-doğusunda Çin’in güçlü bir hakimiyet kurmasıyla
Koreliler ve Türkler arasındaki münasebetler tamamen kopmuştur.

description''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler'' EmptyGeri: ''Eski Korece'deki Türkçe Ödünç Kelimeler''

more_horiz
Korece üzerine biraz bilgi

“Birtakım bilim
adamları, Korece’yi de Altay dil ailesi içinde sayar. Altay dilleri ile Korece
arasında kimi benzerlikler vardır. Polivanov’a göre Altay dillerindeki z, ş
seslerinin r, l seslerine dönüşümü olayı Korece’de bulunur. Korece r, l
seslerini bulundurması bakımından Çuvaş, Moğol ve Mançurca’yı andırır. Ancak
Korece’de l ile r sesleri arasında büyük ayrım yoktur. Polivanov, Korece’nin
Altay dili olduğuna ayrıca şu kanıtları gösterir:

1.Tüm Altay dille gibi
Korece de ekli bir dildir.
2.Altay dillerinde vurgu vardır. Moğolca’da vurgu
ilk seslemdedir. Türkçe genellikle son seslemde vurgulanır.
3.Altay dilleri
ile Korece arasında özgün benzerlikler vardır. Bu bakımdan Korece Türkçe’ye
benzer. Sözcüklerin yapısı kısadır. Her iki dilde sözcükler genellikle tek,
kapalı bir seslemden oluşur. Oysa Moğolca’da Türkçe ile ortak olan sözcükler iki
seslidir. Sözgelimi:

Türkçe Moğolca Korece
taş çilagun tol
‘taş’
muren mu/mur ‘su’
nidun nun ‘göz’
tala ‘step’ tol
‘tarla’

4.Tüm Altay dillerinde olduğu gibi Korece’de de ses uyumu
vardır.
Finli bilgin Ramstedt, Japonca ile Eski Türkçe arasında akrabalık
belirtileri olduğunu söylüyor. Ama Ramstedt’in asıl savı, Korece ile Türkçe’nin
akrabalığı üzerine. Ramstedt Korece’yi öbür Altay dilleri ile aynı düzeyde
kardeş bir dil sayıyor. Sözgelimi, Türkçe ağız sözcüğü ile Korece aguri sözcüğü
arasındaki akrabalığı kanıtlama amacıyla 1500 sözcüğü karşılaştırıyor. Bu
karşılaştırmada kimi ilginç benzerlikler vardır.

Türkçe Korece
kum
‘kum’ so-kum ‘kum’
kümüş ‘gümüş’ kım ‘altın, ziynet’
sekü ‘seki’ siek
‘oturma yeri’
teniz ‘deniz’ t’en ‘bozkır, alan’
tam ‘dam’ tam ‘duvar,
yapı’
tat ‘leke, pas’ t’at ‘leke’
çom ‘dolmak’ çom ‘dolmak’

Ne var
ki, 1500 sözcüklük bu çaba akrabalığı kanıtlamaya yeter bilimsellikte bulunmaz.
Sonuçta, Korece’nin Altay dillerinden olduğu kesinleşmiş
değildir.”
remove_circleSimilar topics
privacy_tip Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
power_settings_newLogin to reply