OOO KİMLER GELMİŞ
Kore Savaşı Image-10
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


OOO KİMLER GELMİŞ
Kore Savaşı Image-10
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Giriş yap
Gerçek Bir Kore Sarayında Görev Almak ve Kendinizi Bir Krallıkta Bakan, Hwarang,Lady... Olarak Bulmak İster misiniz? O Halde BURAYA TIKLAYINIZ!!!

descriptionKore Savaşı EmptyKore Savaşı

more_horiz
Kore “sabah ülkesi” anlamına gelmektedir. Kore yarımadası, jeopolitik
durumu nedeniyle asırlardan beri çatışma ve savaş alanı olmaktan
kurtulamamıştır. Bu savaşların her birinde yabancı kuvvetler çarpışmış
ve her defasında yenilen, ezilen Kore halkı olmuştur. Kore toprakları
Çin’in, Japonya’nın ve Rusya’nın tarih boyunca ilgi alanı olmuştur.
Kore Harbi, istilaya uğramış bir ülkenin özgürlüğü uğrunda Birleşmiş Milletler’in ilk müşterek silahlı karşı koymasıdır.

Savaş Öncesi Durum
1945 yılında, ABD ile Sovyetler Birliği arasında yapılan bir anlaşmaya
göre İkinci Dünya Savaşı sonrasında Kore, ABD, Sovyetler Birliği,
İngiltere ve Çin’in ortak vesayeti altına girecekti. Postdam
Konferansı’nda Sovyetler Birliği Uzak Doğu’daki savaşa katılmaya karar
verince, askeri harekat bakımından Kore toprakları 38 inci enlem
çizgisi ile ikiye ayrıldı. Bu çizginin kuzeyi Sovyetler Birliği’nin
güneyi de ABD’nin askeri harekat sahası olarak kabul edildi. Savaşın
sonunda Kore, kuzeyi Sovyetler Birliği güneyi de ABD’nin işgali altında
olmak üzere fiilen ikiye bölünmüştü.
Birleşmiş Milletlerin çabaları bu iki Kore’nin birleşmesini
sağlayamadı. 1948 yılında her iki Kore’de yapılan seçimler sonucu, Kore
Cumhuriyeti ile Kore Halk Cumhuriyeti kurulmuştur.
Güney Kore’deki ve Japonya’daki ABD varlığı Sovyetler Birliği ve
K.Çin’i rahatsız ediyordu. Bu iki devletten destek alan K.Kore 25
Haziran 1950 tarihinde aniden saldırıya geçerek G.Kore’yi işgale
başladı. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi K.Kore’ye
karşı askeri müdahalede bulunma kararı aldı.
BM’nin savaş çağrısına olumlu cevap veren Türkiye, Birleşmiş Milletler
Kuvvetleri’ne bir tugay ile katıldı. Kurtuluş Savaşı’ndan beri savaş
alanlarına girmemiş olan Türk askeri, Kore Savaşı’nda destan
denebilecek kahramanlık örnekleri vermiştir. Bu savaş Türkiye’nin 1952
yılında NATO’ya alınmasında da çok önemli bir rol oynamıştır.
Kore Savaşı’na 16 ülke askeri birlik ile 6 ülke ise tıbbi yardım
araçlarıyla katılmışlardır. İlk kafilesi 25 Eylül 1950 tarihinde
İskenderun limanından hareket eden, Tuğgeneral Tahsin Yazıcı’nın emir
ve komutasındaki 5083 kişilik Türk Tugayı 18 Ekim 1950 tarihinde
Kore’nin güneyindeki Pusan Limanına ulaşmıştır. Türk Tugayı iki gün
sonra kuzeydeki Taegu şehrine intikal ederek BM Kuvvetleri’ne
katılmıştır.
Kore’de savaşan her tümenin bir kapalı ismi vardı. Türk Tugay’ına da North-Star (Kuzey Yıldız-Kutup Yıldızı) ismi verilmişti.

Türk Tugay’ının Kore’ye Ayak Basmasından Önce Savaşın Genel Durumu
25 Haziran 1950’de 38 inci paraleli aşarak G.Kore’ye saldıran K.Kore
kuvvetleri, G.Kore’nin büyük bir kısmını ele geçirmiştir. G.Kore’nin
elinde sadece Pusan-Taegu köprü başı kalmıştı. Bu saldırı karşısında;
ABD Birlikleri ve diğer BM kuvvetleri savaşa müdahale ederek durumu
tersine çevirmiş, K.Kore ordusu bozguna uğrayarak geri çekilmiştir. BM
Kuvvetleri kuzeye ilerleyerek Çin(Mançurya) sınırına kadar
dayanmışlardır. Bu gelişmeler karşısında K.Çin, savaş için yığınak
yapmaya başlamıştır.
27 Kasım 1950 tarihinde düşmanla ilk teması sağlayan Türk Tugay’ı
savaşın sona erdiği 27 Temmuz 1953 tarihine kadar; savaş azim ve
iradesini koruyarak, Kore Savaşının her safhasında her türlü muharebe
harekatına katılmış üzerine düşen tüm görevleri en iyi şekilde yerine
getirmiştir. Türk Tugayı’nın icra ettiği muharebelerden; Kunuri,
Kumyangjang-Ni, Seul Savunması ve Vegas muharebeleri savaşın kaderini
değiştiren önemli muharebelerdir.

descriptionKore Savaşı EmptyGeri: Kore Savaşı

more_horiz
Türk Tugay’ının Kore Savaşı’nda Katıldığı Muharebeler
1.Kunuri Muharebeleri: (26-30 Kasım 1950)
4 gün süren bu muharebeler - 26 Kasım 1950’de Kunuri’den Tockchon
istikametine başlayan intikale müteakiben icra edilen; 28 Kasım 1950’de
Wavon, 29 Kasım 1950’de Sinim-ni, Kaechon ve Kunuri Boğazı Muharebeleri
ile 30 Kasım 1950’de Sunchon Boğazı muharebesi- Kunuri ile Tokchon
arasında cereyan etmiştir. Kore’ye geleli henüz bir ay olan Türk Tugayı
bu muharebeler ile; 25 Kasım 1950’de çok üstün sayıdaki K.Çin
kuvvetlerinin baskın şeklinde başlayan saldırısından, geri çekilmeye
başlayan Birleşmiş Milletler (BM) Kuvvetlerinin yan ve gerilerini
korumuş, düşmanı oyalıyarak bu kuvvetlerin emniyetli bir şekilde geri
çekilmeleri için yeterli zamanı (3 gün) kazandırmıştır. Bu suretle BM
kuvvetleri emniyetli bir şekilde geri çekilmiş ve K.Çin Ordusu
tarafından kuşatılarak imha olmaları önlenmiştir. Bu arada Türk Tugay’ı
da kendisini çepeçevre kuşatan düşman çemberini yararak, çok zayiat
vermesine rağmen imhadan kurtulmayı başarmıştır. Bu muharebede
Tugay’ımızın toplam zayiatı; 767 subay, astsubay ve er’dir. (218 şehit,
455 yaralı ve 94 kayıp)

descriptionKore Savaşı EmptyGeri: Kore Savaşı

more_horiz
2.Kumyangjang-Ni Muharebesi: (25-27 Ocak 1951)
K.Çin ordusunun 25 Kasım’da başlattığı büyük taarruzlar olanca
şiddetiyle devam ediyordu. Düşmanı durdurma çabaları bir sonuç
vermiyordu. İnisiyatifi ele geçiren K. Çin kuvvetleri BM kuvvetlerine
arka arkaya darbeler indirerek ilerliyorlardı. Kar, kış kıyamette, üst
üste kaybedilen muharebeler ve uğranılan kayıplar, BM askerlerinde
moral diye bir şey bırakmamıştı. Ortalığı tam bir bozgun havası
kaplamıştı. Çinliler, önünde durulamaz ve baş edilemez bir varlık
haline gelmişlerdi. BM ordusunu yıkıcı, dağıtıcı ve çökertici bir panik
havası sarmıştı.
BM kuvvetleri saldırıya geçen düşmanı durdurmak için İmjin Nehri
güneyinde (B) savunma hattını işgal etti. Eğer düşman bu hatta
durdurulamazsa, Han Nehri güneyinde © savunma hattında savunmaya
geçilecekti. Düşman bu hatta da durdurulamazsa daha güneyde planlanan,
(D) ve (E) savunma hatlarına çekilecekti. Devam eden K.Çin
kuvvetlerinin taarruzları BM kuvvetlerinin (D) hattına kadar
çekilmelerine neden olmuştur. Düşmanın durdurulamaması ve BM
kuvvetlerinin K.Çin taarruzları karşısında, manen ve madden büyük
kayıplara uğraması üzerine Kore’nin terki için planlar yapılmıştır.
Hali hazırda bulunulan, (D) savunma hattı’nın karşısında bulunan düşman
durumunun açıklığa kavuşturulması gerekiyordu. BM Ordusu; düşmanın
kuvvetini keşfetmek, yığınağını bozmak ve zayiat verdirmek amacı ile
taarruzi keşif yapılmasına karar vermiştir. Geri çekilmeler yüzünden
bozulmuş olan moralin düzelmesi ise ancak zafer kazanmakla mümkün idi.
Bu kapsamda, Türk Tugayı’na yıpratıcı taarruz görevi verilmişti. Türk
Tugayı 25 Ocak 1951 günü iki koldan düşmana doğru harekata başladı.
Çinli askerlerin büyük bir inat ve dirençle, bütün varlıklarını koyarak
savundukları mevziler Türk askerinin süngü hücumu ile bir bir ele
geçirilmeye başlandı. Ertesi gün saat 06.00’da düşman mevzileri tamamen
ele geçirilmişti. Amerikalılar Türk Tugay’ının bu muharebesini Kore
Savaşı’nın “en kanlı piyade muharebesi” olarak tanımlamışlardır.
Türk askeri, kendisinden üç misli kuvvetli düşmana karşı kazandığı bu
zaferle, düşmanın yenilebilir olduğunu göstermiş ve Çin ordusu
karşısında sürekli geri çekilen BM Ordusunun moralini yükselterek
düşmana karşı harekete geçmesini sağlamıştır. Bunun sonucu olarak, BM
kuvvetleri 29 Ocak 1951’de bütün cephede taarruza başlayarak düşmanı 38
inci paralelin kuzeyine sürmeye başarmıştır.
Bu muharebede; Türk Tugay’ından 12 asker şehit olmuş, 31’i de
yaralanmıştır. Düşman kaybı ise BM kaynaklarınca 1734 olarak tespit
edilmiştir.
Ölü olarak ele geçirilen Çinli bir askerin üzerinde, Kunuri’de şehit
düşen bir çavuşumuza ait bir not defteri bulunmuştu. Bu suretle
şehidimizin intikamı da alınmış oldu. Kunuri’de bize fazla kayıp
verdiren K.Çin 38 inci Ordu’nun 150 inci Tümen’i bu muharebede de
karşımıza çıkmıştı. Bu karşılaşma, Türk Tugayı’nın bütün personelinde
öç alma hınç ve azmini yaratmıştır. Bu zafer ile; Türk Tugay’ı Kore’de
ikinci kez düşmanı mağlup ederek savaşın yönünü BM lehine
değiştirmiştir. BM Kuvvetleri de Kore’yi terk etme kararını
değiştirerek savaşa devam kararı almıştır.
Bu zafer üzerine; Amerikan Kongresince, Türk Tugayına “Mümtaz Birlik
Madalyası ve Beratı” verilmiştir. Madalya beratında, “Türk Tugay’ının
bütün zorluklara karşı, olağan üstü cesaret ve kahramanlık göstererek
Birleşmiş Milletler Ordusunu kurtardığı ve parlak sonuçlar elde ettiği”
ifade edilmektedir. Bu madalya, ABD tarafından yabancı bir devletin
ordusuna verilen ilk madalyadır. Tugayımız Kore Cumhurbaşkanlığınca da
“Cumhurbaşkanlığı Birlik Nişanı” ile taltif edilmiştir. Ayrıca bu
zaferin anısına Kore Hükümeti tarafından savaşın yapıldığı alanın en
yüksek tepesine “Türk Zafer Anıtı” dikilmiştir.
Türk Tugay’ı, Kunuri’de düşmanı üç gün durdurmakla BM ordusunun
kuşatılarak imha olmasını önlemesine rağmen, içindeki savaş azmini
tamamıyla göstermeye fırsat bulamamıştı. Kumyangjang-ni muharebesi
Tugay’ımıza bu fırsatı vermiş ve başarısının takdir edilmiş olması da
kendine güvenini artırmıştır.

3. Seul Savunması (Taegyewovni-Sosari Bölgesinde): (13-18 Mayıs 1951)
Kore Savaşı’na 6 ordu ile katılan K.Çin, bu kuvvetlerini Kore’ye
getirdikleri 13 ordu ile takviye etmiştir. K.Çin ordusu 8 K.Kore
kolordusuyla birlikte, 22 Nisan 1951’de ikinci büyük saldırısını
başlatmıştır. Üstün sayıdaki düşmanın bu saldırısı karşısında İmjin
Nehri hattını savunan Birleşmiş Milletler Kuvvetleri Seul önlerine
kadar çekilmiştir. İnisiyatif yine düşmanın eline geçmişti. Düşmanın
amacı Seul’ü almaktı. BM kuvvetleri Seul’un düşman eline geçmemesi için
savunmaya geçmişlerdi. Seul’un 15 km. kuzeydoğusunda düşmandan gelen
iki istikametin birleştiği Taegyewovni bölgesinde, keşif üssü tesis
etmekle görevlendirilen Türk Tugayı, bu bölgede çepeçevre savunma
esaslarına göre mevzilenmişti. Seul’u ele geçirmek amacıyla, bir tümen
kadar kuvvetiyle taarruz eden düşmanın gece boyunca devam eden dokuz
hücumu Türk askeri tarafından her defasında püskürtülmüştür. Türk
Tugay’ını mevzilerinden söküp atamayan düşman, ileri harekatına devam
ederek Seul’u ele geçirme amacını gerçekleştirememiştir. Birleşmiş
Milletler askerleri Türk Tugayının geçit vermeyen bu savunma
mevzilerine “Türk Kalesi” adını vermişlerdir.


4. Vegas Muharebesi (Muharebe İleri Karakol Çarpışmaları): (28-29 Mayıs 1953)
Bugüne kadar yapılan muharebelerde kesin sonuca ulaşamayan BM ve K.Çin
orduları Mayıs 1953 tarihi itibariyle, 38 inci paralele tekabül eden
İmjin Nehri-Charwon-Kumhwa ve uzanımı hattında karşılıklı savunmaya
geçmişlerdi. Artık, pusu, keşif ve muharebe ileri karakolları
çatışmaları ve taktik akınlardan başka bir harekat yapılmıyordu. Büyük
askeri harekat durmuştu. Kore sorununu savaşla çözemeyeceğini anlayan
taraflar, “ateş-kes” görüşmelerine başlamışlardı.
Bu arada, ateş-kes görüşmeleri uzayıp gidiyor, sonuca ulaşılamıyordu.
Görüşmelerin sık sık kesilmesi ve bir uzlaşma sağlanamaması, yeniden
büyük askeri harekatın başlaması ihtimallerini artırıyordu. Bu nedenle,
taraflar savunma hatlarını kuvvetlendiriyor, muhtemel taarruzları
karşılamaya hazır olarak, tetikte bekliyorlardı.
Düşman , şansını bir kez daha silahla denemek için hazırlanmaya
başladı. Düşmanın iki amacı vardı. Ya Panmunjan ateş-kes görüşmelerinde
isteklerini kabul ettirecekler ya da BM hatlarını yararak sonuca
ulaşacaklardı.
3 Mayıs 1953’de Seul kuzeyi’nde savunma görevi alan Türk Tugay’ı, asıl
muharebe hattının 600 metre ilerisinde; Karsan, Elko, Vegas, Doğu ve
Batı Berlin adlarıyla tanımlanan tepelerde tesis edilen Muharebe İleri
Karakol mevziilerini teslim almıştır.
K.Çin ateş-kes görüşmelerinde etkili olmak için pek küçük kazançları
çok önemli başarılarmış gibi göstererek bütün dünyada propaganda
yaptıklarından, düşmana başarı diye bir fırsat vermemeğe çok dikkat
edilmekteydi. Nitekim Türk Tugay’ından muharebe ileri karakol
mevziilerinin asıl savunma mevziileri gibi sonuna kadar savunulması
istenmişti.
K.Çin birlikleri muharebe ileri karakol mevziilerine ilk kez 15 Mayıs
1953 de saldırdı. Bu saldırı mevziilerdeki kahraman askerlerimizin
bomba ve süngü muharebeleriyle püskürtülmüştür. 28 Mayıs 1953’de düşman
bir alaydan fazla bir kuvvetle; Doğu ve Batı Berlin, Vegas, Elko ve
Karsan’daki muharebe ileri karakol mevziilerini şiddetli topçu ve havan
ateşi altına alarak taarruza başladı. Düşmanın bu taarruzdan amacının;
muharebe ileri karakol mevziilerini ele geçirdikten sonra Türk
Tugay’ının işgal ettiği asıl savunma mevziilerini de ele geçirerek
cepheyi yarmak olduğu anlaşılıyordu. Düşmanın, o sırada cereyan eden
ateş-kes görüşmelerine etkili olmak istediği ve kazanılacak bir
başarıdan yararlanmayı düşündüğü şüphesizdi.
Muharebe ileri karakolundaki Türk Birlikleri mevzilerinde kahramanca
savaşarak düşmana geçit vermediler. 30 saat süreli 28-29 Mayıs 1953
tarihli direniş çok kanlı bir şekilde cereyan etmiştir. Bu muharebede
151 askerimiz şehit olmuş 241’i de yaralanmıştır. Bu saldırıda taarruz
gücünü yitiren düşman 38 inci paralel hattının güneyine geçemedi. Türk
Tugayının üstün savaş yeteneği ile oluşan bu direniş nedeniyle K.Çin’in
ateş-kes’de umduğu avantajı elde edemedi ve “Ateş-Kes” görüşmelerine
yeniden başlandı. 27 Temmuz 1953 tarihinde Panmunjom Ateş-Kes Anlaşması
imzalandı. Bu muharebe, Kore Savaşı’nın son muharebesi olmuştur. 3 ncü
Türk Tugay’ı Vegas Muharebeleri dolayısıyla ABD Cumhurbaşkanlığınca;
“Legion of Merit” nişanı ile taltif edilmiştir.

Sonuç olarak; Kore’de savaşan Türk Tugay’ı, savaşın kaderini dört kez
değiştirmiştir. Kunuri ve Kumyangjang-ni Muharebeleri ile yenilmez diye
nitelenen K.Çin ordularını yenerek BM kuvvetlerini büyük bir hezimetten
kurtarmış ve BM ordularının Kore’yi terk etme düşüncesinden
vazgeçmesini sağlamıştır. Seul(Sosari) savunması ile başkent Seul’ün
düşman eline geçmesine mani olmuş, Vegas Muharebesi ile de Ateş-Kes
anlaşmasının yapılmasını sağlamıştır.
Kore Savaşlarında Türk Tugayında 741 asker şehit olmuş 2147 si
yaralanmıştır. 234 askerimiz esir düşmüş. 175 askerimiz ise kayıp
olmuştur (Kore’de şehit olan askerlerimizin isimleri Ankara’daki Kore
Anıtı’nda yer almaktadır). Kore’ye giden askerlerimizden 25 Eylül 1950
– 27 Temmuz 1953 tarihleri arasında savaşa iştirak edenler 1005 sayılı
kanunla “GAZİ” ünvanını almışlardır.
Çinliler esir kamplarında esirlere her türlü yalan, şaşırtma, korkutma
ve işkence metotları uygulayarak beyin yıkama faaliyetleri
sürdürmüşlerdir. Bu faaliyetlerden BM askerleri içinde sadece Türk
esirleri etkilenmemişlerdir. Esir kamplarındaki olumsuz her türlü
şartlara en iyi dayanan Türkler olmuştu. Amerikalı esirlerin % 50’ si
bu kamplarda ölmüştür. Esir kamplarında ölen Türk askeri olmamıştı.
Çünkü esir olan Türk askerleri bu kamplarda dirençlerini kaybetmediler,
emir ve komuta zincirini hiçbir zaman bozmadılar. Askeri disiplini her
zaman muhafaza ettiler. Disiplin, davranış ve teşkilatlanma noksanı,
kötü yaşam koşulları ve kültür gibi nedenlerden dolayı esir kampı
yaşamına ayak uyduramayan birçok BM askeri hayatını kaybetmiştir. Türk
askeri örf ve adetlerine düşkün, her zaman ailesine, devletine ve
ordusuna sadıktır. Esir kamplarında 24 saat birbirlerine destek
oldular, kamp yaşamına topluca katılarak hayatlarını idame ettiler.
Yürüyemeyen arkadaşlarını sırtlarında taşıdılar, hasta olan, üşüyen
arkadaşlarını vücutlarıyla ısıttılar.
Türk askeri, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da yaşattığı destanı
Kore’de de göstermiştir. Emir komuta gereği uygulamak zorunda olduğu BM
ordularının geri çekilme harekatlarını bir zül saymıştır. Ölmeye
programlanmış Çin askerine muharebe meydanlarını dar etmiştir. Türk
süngüsü Çinlilerin kabusu olmuştur.
Kore Savaşı aynı zamanda canını hiçe sayan kahraman Türk askerleriyle
de destanlaşmıştır. 22 Nisan 1951’de, Çin Kuvvetlerince kuşatılan
piyade bölüğünde görevli topçu ileri gözetleyici Üsteğmen Mehmet
Gönenç’ten şu telsiz mesajı alınmıştı. “Düşman bulunduğum tepeyi işgal
etti. Çok şehit verdik. Telsizcimiz de şehit oldu. Koordinat veriyorum.
Bataryalar ateş etsin”. Bunun üzerine Topçu irtibat subayı da telsizle
şu cevabı vermişti. “Verdiğiniz koordinatlar bulunduğunuz yerdir”
Üsteğmen Gönenç’in verdiği cevap şöyleydi: ”Evet öyle. Biz düşmana
teslim olmak istemiyoruz. Bizi onlara teslim etmeyin. Vasiyetimiz
budur. “Bizi ateşlerimizle şehit edin” Üsteğmen Gönenç’in bu vasiyeti
yerine getirilmişti.
Türk Tugayı, savaş alanlarında anne ve babasını kaybeden, kimsesiz
kalan Koreli çocukların eğitimleri için Seul-Suwan’da,Tugay
karargahının bulunduğu yerde “Ankara” adıyla yatılı bir ilkokul
açmıştı. 200 civarında çocuğun eğitim gördüğü ve 10 Koreli öğretmen ve
idarecisi bulunan bu okul Tugay’ın Türkiye’ye dönmesiyle birlikte
kapanmıştır.
Türk askeri, kendi yurtları için tanıdıkları hürriyet prensipleri
kadar, BM ideallerini de benimsemiş ve bu inançlarını savunmak için
gerektiğinde hayatlarını dahi feda etmekten geri kalmamışlardır.
Kore’de Türk askerleri:
-Türk Silahlı Kuvvetlerinin sağlam ve ileri ”Askerlik Kültürü”ne sahip olduğunu,
-Türk ordusunun “Kahramanlık Geleneği”nin ve “Savaşcı Niteliği”nin devam ettirdiğini,
-Birlik ve birey olarak üst düzeyde olduklarını ortaya koymuştur.
Türk askeri savaş sona erdikten sonra da bir müddet Kore’de kalmaya
devam etmiştir. 1961 yılında Tugay Türkiye’ye dönmüş yerine bölük
seviyesinde birlik bırakılmıştır. 1965-1971 yılları arasında ise manga
seviyesinde bir şeref kıtası Tokyo’da Türk Silahlı Kuvvetleri’ni temsil
etmiştir.
Kore Savaşı Türk ve G.Kore halkı arasında sarsılmaz bir kardeşlik bağı
oluşturmuştur. 2002 Dünya Futbol müsabakalarında bu kardeş halkın Türk
takımına ilgisi takdire şayandır.
remove_circleSimilar topics
privacy_tip Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
power_settings_newLogin to reply